08.10.2019
Gümrük İdarelerince Gümrük ve Dış Ticaret İşlemlerinde Tahsil Edilen Gümrük Vergisi, Diğer Eş Etkili Vergiler ve Mali Yükler
Gümrük İdarelerince Gümrük ve Dış Ticaret İşlemlerinde Tahsil Edilen Gümrük Vergisi, Diğer Eş Etkili Vergiler ve Mali Yükler
Özet
Gümrük İdareleri dış ticaret işlemlerinde başta gümrük vergisi olmak üzere diğer eş etkili vergileri ve mali yükleri tahsil etmekte ya da tahsiline aracılık etmektedir.
Bütçe Gelirleri içinde %20’lere varan bir orana tekabül eden bu vergi ve mali yükümlülüklerin tek tek neler olduğunu açıklamanın karmaşık gümrük ve dış ticaret işlemlerinin uygulanmasının daha iyi anlaşılması adına faydalı ve yerinde olacağı düşüncesi ile bu makalemizde bu konuya yer verilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İthalat vergileri, gümrük vergisi, eş etkili vergiler, mali yükler, tek ve maktu vergi, ticaret politikası önlemi, haksız rekabeti önleme, damping, telafi edici vergi, ilave gümrük vergisi, ek mali yükümlülük.
- Giriş
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesine göre “gümrük vergileri” deyimi; eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü ifade etmektedir.
“İthalat vergileri” deyimi; eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri ifade etmektedir. “İhracat vergileri” deyimi ise; eşyanın ihracatında ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerle, tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ihracatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri ifade etmektedir.
Eş etkili vergiler, yerli üreticiyi korumak adına ithal edilen eşyalara özel olarak uygulanan, yani söz konusu eşyanın fiyatını yükselterek eşyaların serbest dolaşımı üzerinde gümrük vergisi olmasa da aynı gümrük vergisi gibi etki doğuran vergilerdir.
Mali yükler, fon, ücret, katılma payı gibi gümrük idareleri tarafından tahsil edilmekte olan vergilerdir.
Gümrük ve dış ticaret mevzuatımızda yer alan bu vergilerin bir kısmı ithalat işlemlerinden alınırken diğer bir kısmı hem ithalat hem de dahilde yapılan ticari işlemler üzerinden alınabilmektedir. Her birinin konusu, vergiyi doğuran olayı, oranı, tutarı, matrahı benzerlik ya da farklılık gösterebilmektedir.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu ve buna bağlı Gümrük Yönetmeliği’nde gümrük vergisi dışında İthalat vergileri tanımına giren eş etkili vergiler ile mali yüklerin neler olduğu ismen ve tek tek sayılmamaktadır. Bunu ancak Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nde görebilmekteyiz. Şöyle ki; 27.08.2011 tarihinde 28038 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğine bağlı 1 Nolu Ekte Uzlaşmaya konu olabilecek Gümrük Vergileri tek tek sayılmaktadır.Buna göre; Uzlaşma Yönetmeliği 1 No.lu Ek’te sayılan Gümrük Vergileri şu şekildedir:
- Gümrük Vergisi
- İlave Gümrük Vergisi
- Tek ve Maktu Vergi
- Dampinge Karşı Vergi
- Subvansiyona Karşı Telafi Edici Vergi
- Katma Değer Vergisi
- Özel Tüketim Vergisi
- Ek Mali Yükümlülük
- Toplu Konut Fonu
- Tütün Fonu
- Ek Fon
- Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu
- Çevre Katkı Payı
- Telafi Edici Vergi(İhracat)
- TRT Bandrol Ücreti (Ticari olmayan eşya için
Görüleceği üzere Gümrük Kanunu’nda İthalat Vergileri tanımı altında toplanan gümrük vergisi, diğer eş etkili vergiler ve mali yükler Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nde Gümrük Vergileri statüsünde sayılmaktadır. Gümrük Vergileri statüsü verilen ve listede yer alanlar aşağıda başlıklar altında anlatılmaktadır.
- Gümrük Vergisi (GV)
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda özel olarak gümrük vergisinin konusunun ne olduğu belirtilmemiştir. Ancak bunu her türlü eşyanın ithali şeklinde belirleyebiliriz. Hizmet gibi görünmeyen işlemler gümrük vergisinin konusuna girmemektedir.
Gümrük Kanunu’nda vergiyi doğuran olaydan ziyade vergi yükümlülüğü doğumu ile ilgili hükümler bulunmaktadır. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinde; “İthalatta gümrük yükümlülüğü ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar” hükmü yer almaktadır. Gümrük vergisini doğuran olayın gerçekleşmesi için birinci şart ithal edilen eşyanın gümrük vergisine tabi olmasıdır. İkinci şart, eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasıdır. Üçüncü şart ise serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil edilmesidir. Beyanname iptal edilmedikçe beyan edilen gümrük vergisinin ödenmesi zorunluluktur.
Serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihi vergiyi doğuran olayın başlangıcına esas alınacak tarihtir. Diğer bir değişle gümrük yükümlülüğü bu tarihte başlamış olmaktadır. Gümrük işlemleri, yapılmaksızın ülkeye eşya sokulması hem vergiyi doğuran olay hem de aynı zamanda kaçakçılık suçudur. Gümrük vergisinin mükellefi veya yükümlüsü gümrük vergilerini ödeme zorunluluğunu yerine getirmekle sorumlu bütün kişilerdir. Bu kişiler herhangi bir eşyanın Kanuna aykırı girmesi halinde müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. İthalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlü beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda ise hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür.
Gümrük Beyannamesi Gümrük Yönetmeliği’nin 14 Nolu ekinde yer alan form kullanılarak ve aynı ekteki Talimat esas alınarak doldurulur.Gümrük Tarife Cetveli kaynağını 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkındaki Kanun’dan almaktadır.
Rejime tabi tutulan eşya için beyannamede GTİP beyan edilmesi gerekir.
İthalat Rejimi Kararı esas olarak gümrük vergisi olmak üzere İthalatla ilgili diğer hususları da düzenleyen bir mevzuat metnidir.
Uygulamada gümrük vergisi oranları her yılsonunda Rejim Kararına ek olarak yayınlanmakta ve yeni yılda uygulamaya konulmaktadır. İthalat Rejimi Kararına Ek 517 (29.12.2018 R.G) sayılı Karar ile Listeler şunlardır:
- I Sayılı Liste; tarım ürünlerini,
- II Sayılı Liste; sanayi ürünlerini,
- III Sayılı Liste; işlenmiş tarım ürünlerini,
- IV Sayılı Liste; balıkçılık ve su ürünlerini,
- V Sayılı Liste; Avrupa Birliği’nde yürürlükte bulunan Askıya Alma Listesi kapsamı, AB'de üretimi bulunmayan bazı sanayi hammaddesi veya ara malı niteliğindeki eşyayı (bazı kimyasallar, mikro elektronik eşya vb.),
- VI Sayılı Liste: Bu listede yer alan eşyanın, sadece madde ismi sütununda tanımlanan ürünler için, sivil hava taşıtlarında kullanılmak kaydıyla yapılan ithalatı, (gümrük vergisi %0 olarak uygulanır ve bu halde gümrük mevzuatının nihai kullanıma ilişkin hükümleri tatbik edilir) kapsamaktadır.
Vergi oranları eşyanın ait olduğu Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu’na (GTİP), değişen iç ve dış ekonomik koşullar ile gereklere, malların özel durumlarına ve menşeine göre her üründe farklılık göstermektedir.
Eşya II sayılı listede ve V sayılı listede yer alıyor ise gümrük vergisi oranı daha düşük olan liste esas alınır.
Gümrük vergisi değer üzerinden alınan bir vergi olup, gümrük kıymeti matraha karşılık gelmektedir. Gümrük kıymeti çeşitli unsurların eklenmesiyle oluşturulan bir tutardır. Bu unsular ise Uluslar arası geçerliliği olan unsurlardır. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 27 ve 28. maddeleri ile Yönetmelik’in 51 ve 52. maddelerinde Gümrük Kıymeti ile ilgili hükümler yer almaktadır.
İthal eşyasının gümrük kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta Kanun’un 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.
Gümrük kıymeti belirlenirken ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına 27. maddede sayılan ilaveler yapılır. 28.maddede sayılan giderler ise gümrük kıymetine dahil edilmez.
Gümrük beyanları yükümlüler tarafından kullanılan yazılım kanalıyla Ticaret Bakanlığı bünyesindeki bilgisayar sistemi (BİLGE) üzerinden tamamlanmaktadır.
Her kullanıcı için kullanıcı kodu ve şifresi gümrük idarelerinden verilmektedir.
Gümrük Kanunu’nda gümrük vergisinin tarhı ile ilgili bir hüküm yer almamaktadır.
Her ne kadar tarhiyat işlemi yer almamış olsa da beyannamenin muayene memuruna gelmesi, kıymetin kontrol edilmesi ve sonrasında vergi oranının uygulanması ve muayene aşamasının tamamlanması ve vergi alacağının miktar olarak tespit edilmesi tarh işlemi olarak kabul edilebilir.
Gümrük vergisi gümrük vergisi matrahı üzerinden hesaplanır.
Gümrük vergisi matrahı; mal bedeli (FOB)+Navlun masrafı +Sigorta+ beyanname tesciline kadar olan yurt dışı diğer giderler toplamından oluşur.
- Gümrüklenmiş değer; İthal eşyası için eşyanın CIF kıymeti ile gümrük vergilerinin toplamından, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük vergilerinin toplamından oluşur.Katma Değer Vergisi (KDV)
Gümrük İdarelerince tahsil edilen önemli bir gelir kalemi de ithalatta alınan katma değer vergisidir.
Gümrüklerde tahsil edilen en büyük gelir kalemi halen KDV dir.
KDV uygulaması, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’na dayanmaktadır.
Kanun’un 1. maddesi uyarınca her türlü mal ve hizmetin ithalatı KDV’nin konusunu oluşturmaktadır.
Kanun’un 8. maddesi uyarınca ithalatta KDV’nin mükellefi mal ve hizmet ithal edenlerdir.
KDV Kanunu’nun 16. maddesi ithalat istisnasını düzenlemektedir. Buna göre Gümrük Kanunu’ndaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı mallar KDV’den istisna edilmiştir.
Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait KDV de aynı usule tabidir.
KDV’nin tahakkuk ve tahsil edilmesini gerektiren rejim serbest dolaşıma giriş rejimidir.
Ancak kısmı muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminde eşyanın Türkiye gümrük bölgesinde kaldığı her ay için tahakkuk eden KDV’nin %3 kısmının kesin tahsil edilmesi gerekmektedir.
KDV de vergiyi doğuran olay gümrük yükümlülüğünün başlamasıdır.
Gümrük Kanunu’nda her ne kadar İthalat vergileri tabiri kullanılmışsa da KDV Kanununda Gümrük vergisi ibaresi kullanılmıştır.
Herhangi bir eşyanın gümrük vergisine tabi olup olmadığını anlamak için GTİP’i tespit etmemiz gerekir.
GTİP tespitinden sonra eşyanın İthalat Rejiminde gümrük vergisine tabi olup olmadığı belirlenebilir.
KDV Kanununa göre ithalatta alınan KDV de vergiyi doğuran olay gümrük vergisi mükellefiyetinin başlaması olduğundan Kararda vergi oranı 0 olan bir eşyada gümrük vergisi mükellefiyeti başlamayacağından KDV de vergiyi doğuran olay Gümrük vergisi mükellefiyetine göre gerçekleşmeyecektir.
KDV Kanununa göre gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde beyannamenin tescili vergiyi doğuran olay olarak kabul edilmiştir.
Yani serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan bir eşya gümrük vergisine tabi olsa da olmasa da KDV yi doğuran olay rejime yönelik beyannamenin tescili olmaktadır.
KDV Kanununa göre vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyaların hiç alınmamış veya eksik alınmış KDV’leri hakkında Gümrük Kanunu’ndaki esaslara göre işlem yapılması gerekmektedir.
KDV Kanunu belli alt ve üst sınırlar içinde kalınması şartıyla uygulanacak KDV oranları konusunda Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir.
Uygulamada bu yetkiye istinaden muhtelif Kararlar ile KDV oranları gelmiştir.
Uygulamada çıkan Kararlarda Listeler halinde (Örneğin I, II Sayılı Liste gibi) KDV oranları tespit ve ilan olunmaktadır.
Listelerde yer almayan bir eşya kendiliğinden genel KDV oranına tabi olacaktır.
İthalatta KDV matrahı;
Gümrük Vergisi Matrahı + Gümrük Vergisi tutarı+ var ise İlave Gümrük Vergisi+ var ise Ek Mali Yükümlülük+ Damga Vergisi+ Yurt içi Giderler (Ardiye ve depo vb.) +ÖTV Tutarı+ ÖTV matrahından oluşmaktadır.
Ayrıca ithalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve paylar ile gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden he-saplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerde KDV matrahına dahildir.
Başka bir değişle İthalatta gümrük vergisi, ÖTV, TKF, EMY, Dampinge karşı TEV, İhracatta TEV, Sübvansiyona Karşı TEV, KKDF, Kültür Fonu, ÇKP, Bandrol Ücreti, gibi vergi resim ve mali yükler de KDV matrahına girmektedir.
KDV Kanunu uyarınca, gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan giderlerden (ardiye, antrepo, tahmil, tahliye, vb.) vergilendirilmeyenlerin ithalatta KDV matrahına konu edilmesi gerekmektedir.
Eşyanın KDV oranı gümrük beyannamesi üzerinde beyan edilmektedir.
İthalatta alınan KDV Gümrük İdaresince (Gümrük Muayene Memurlarınca) tarh EDİilecEK olup, Gümkart kullanılarak ya da Bankalar aracılığıyla ödenebilir.
- Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)
Gümrük İdareleri tarafından tahsil edilen bir diğer gelir kalemi ise İthalatta alınan Özel Tüketim Vergisidir.
ÖTV de KDV gibi dolaylı vergiler grubundadır.
Ancak KDV den farklı olarak Kanunda belirtilen aşamada bir defa tahsil edilmektedir.
Özel Tüketim Vergisi 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na dayanmaktadır.
Avrupa Birliği müktesebatına uyum kapsamında düzenlenen bu kanunla birlikte çeşitli vergi, harç, fon ve pay ÖTV başlığı altında bir araya getirilmiştir.
Kanun’da dört ayrı listede belirtilen ürünlerin teslimi, ilk iktisabı ve satışı işlemlerinin ÖTV’nin konusunu oluşturduğu belirtilmiştir.
Bu Listelerde yer alan eşyanın durumuna göre ithal veya tesliminde ÖTV tahsil edilmesi gerekmektedir.
I Sayılı Liste; Petrol türevleri ürünler yer almaktadır.
A ve B Cetveline göre eşya ayırımı vardır.
Bu kapsamdaki eşya için gümrüklerde vergi tahsilatı yapılmamaktadır.
Bu eşyanın giriş beyannamesi verildiğinde ÖTV si teminata bağlanmaktadır. Serbest dolaşıma girişten sonra teslim gerçekleştirildiğinde vergi ilgili vergi dairesine ödenmekte ödenen miktar kadar teminat gümrük idarelerinden geri alınmaktadır.
Ancak B Cetvelinde yer alan eşyaya (Örneğin solvent, baz yağlar ve madeni yağlar gibi) isabet eden ÖTV miktarı kadar teminat gümrük idaresi tarafından alınmakta, ardından teminat ilgili vergi dairesine gönderilmekte ve işlemler ilgili vergi dairesince tekemmül ettirilmektedir.
Bu Listedeki eşyalar götürü teminattan faydalanamaz.
II Sayılı Liste; Motorlu taşıtlar yer almaktadır. Bunlar da kara deniz ve hava taşıtlarıdır.
Bu listede yer alan kayıt ve tescile tabi eşyanın ticari maksatla ithalinde gümrük idaresinde vergi tahsili söz konusu değildir.
Ancak kayıt ve tescile tabi olmayan eşya ile kayıt ve tescile tabi olan eşyanın kullanılmak üzere ithal edilmesi halinde vergi tahsilatı yapılmaktadır.
Bazı tarife pozisyonundaki taşıtlar ÖTV ye tabi değildir.
Örneğin; 8703 tarifedeki ambulanslar, cenaze arabaları, 8802 de yer alan askeri uçak ve helikopterler, 8701 tarifedeki traktörlerde olduğu gibi.
III Sayılı Liste; Alkollü ve alkolsüz içkiler ile tütün ve tütün mamulleri yer almaktadır.
Bu liste kapsamı eşyanın ithalinde ÖTV tahsil edilmektedir.
IV Sayılı Liste; Lüks tüketim malları sayılan bazı elektronik ürünler, beyaz eşyalar ve çeşitli diğer eşyaları kapsamaktadır. Bu liste kapsamı eşyanın ithalinde de gümrük idaresi tarafından ÖTV tahsil edilmektedir.
Listelerden II sayılı listede sayılan ürünlerin ilk iktisabında yani yurt içindeki satışlarında ÖTV doğmaktayken; diğer listelerdeki ürünlerin ithalatlarında ÖTV doğmaktadır.
Listelerde yer alan eşyanın ÖTV ye tabi olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle söz konusu eşyanın Tarifede yer alan Gümrük tarife pozisyonunun belirlenmesi gerekmektedir.
Kanuna ekli Listelerde eşyaların tarifelerinde veya tanımlarındaki değişikliğin mahiyetini
Tarife Cetvelinde yapılan değişikliğe bağlı olarak açıklamaya Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Buradaki amaç münhasıran Tarife Cetvelinde yapılan bir değişiklikle ÖTV vergisinde bir değişikliğe gidilmesinin önüne geçmektir.
Bir eşyanın Tarife Cetvelindeki yerini belirlemeye Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise eşyanı tarife pozisyonundaki değişikliğe bağlı olarak bu eşyanın ÖTV ye tabi olup olmadığını belirlemeye yetkili bulunmaktadır.
Öte yandan eşyanın tarife pozisyonunda yapılan bir değişiklik bu eşyayı kendiliğinden ÖTV dışında bir eşya durumuna getirmektedir. Bu durumda bu eşya tarife cetvelinde yer aldığı pozisyona bakılmaksızın ÖTV ye tabi tutulacaktır.
Ancak uygulamada her yılın son günü bir sonraki yıl için İthalat Rejimi Kararı Ekinde yeni yılın Gümrük tarife cetveli yayınlanmakta olmasına karşın Tarife Cetveli ile uyumlu olacak şekilde OTV oranlarını gösterecek şekilde Liste yayınlanmamaktadır.
KDV Kanunu’nda olduğu gibi ÖTV Kanunu’nda da 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun transit, antrepo, Dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tabi tutulanlar ile serbest bölgeler ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar ÖTV den istisna edilmiştir.
Burada geçici ithalat rejimi sayılmamıştır. Tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminde herhangi bir vergi tahsilatı yapılmamakta, verginin tamamı teminata bağlanmaktadır.
Bu bağlamda tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminin de istisna edilmesi gerekirdi diye düşünüyoruz.
ÖTV Kanununa göre ithalatta 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre gümrük yükümlülüğünün doğması, ithalat vergilerine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescili vergiyi doğuran olay olarak belirtilmiştir.
Gümrük yükümlülüğü ise eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak gümrük beyannamesinin tescil edilmesi ile başlamaktadır.
Bu bağlamda ithalat vergisine bağlı olan ve olmayan işlemler için ÖTV’yi doğuran olay serbest dolaşıma giriş rejimine yönelik beyannamenin tescil edilmesidir.
ÖTV Kanununda; “Bu Kanuna göre gümrükte vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek ithal edilen malların hiç alınmamış veya eksik alınmış Özel Tüketim Vergisi hakkında 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’ndaki esaslara göre işlem yapılır” hükmü yer almaktadır.
Eşyanın Gümrük Kanunu’na aykırı olarak girmesi veya gümrük gözetiminden çıkarılması ya da rejim ihlali gibi durumlarda ÖTV için vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.
ÖTV Kanununda Kanuna ekli listelerde yazılı malların karşılarında gösterilen tutar ve/veya oranlarda özel tüketim vergisinin alınacağı hüküm altına alınmıştır.
ÖTV bir kısım mallar için münhasıran tutar, bir kısmı için münhasıran oran ve bir kısım mallar için de oran veya tutar üzerinden alınan bir vergi durumundadır.
Örneğin I Sayılı Listedeki mallarda birim olarak litre, kilogram, metreküp esas alınarak vergilendirilmektedir.
II Listedeki mallar oransal olarak vergiye tabi tutulmuştur.
Araçlarda motor silindir hacmi ve kıymetleri arttıkça vergi oranı da doğru orantılı olarak artış göstermektedir.
III Sayılı Listede ise nispi olarak yani vergi oranının matraha uygulanması ile ortaya çıkan vergi miktarının hiçbir şekilde asgari olarak belirlenen maktu vergi tutarından düşük olmaması gerekmektedir.
IV Sayılı Listede ise nispi yani oransal olarak vergilendirme söz konusudur.
Ancak Cep telefonları için maktu vergi tutarı uygulaması da getirilmiştir.
ÖTV tümüyle ad valorem ve spesifik olarak uygulanan bir vergi değildir.
Kanuna ekli listelerin bazılarında yer alan malların tamamı veya bir kısmı için matrah söz konusu değildir.
Özel Tüketim Vergisi Matrahı; CIF Kıymet + yurt dışı giderler (= Gümrük vergisi matrahı)+Gümrük Vergisi + Damga Vergisi+ Yurt içi giderler+ ardiye giderleri+ Banka komisyonları + Yapılan diğer bilumum giderlerden oluşmaktadır.
ÖTV matrahı gümrük kıymetinin yanında bu kıymet üzerinden veya spesifik olarak ithalatta alınan vergiler ve gümrük kıymetine girmeyen bir kısım gider unsurlarını ihtiva edecek şekilde beyannamede beyan edilmektedir.
ÖTV oranı da beyanname üzerinde beyan edilmektedir. Ancak ÖTV maktu olarak alındığı durumlarda matrah belirlenememektedir. ÖTV ithalat vergileri ile aynı zamanda ödenmektedir. Gümrük Muayene Memuru ÖTV’nin tarh işlemini yapmaktadır. Yani ÖTV’nin tarhı muayene aşamasında yapılmakta ve miktar itibariyle tespit edilmektedir.
- İlave Gümrük Vergisi (İGV)
İlave Gümrük Vergisi ilk olarak 2011/2203 sayılı İthalat Rejimi Kararına Ek Karar ile tekstil ve hazır giyim ürünlerinde uygulanmaya başlanmıştır.
İGV Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliğini oluşturan 1/95 sayılı OKK ile üçüncü ülkelere uygulanan ortak gümrük tarifesinden (OGT) bir sapma olarak tüm üçüncü ülkeler menşeli eşyaların ithalinde uygulanmaktadır.
İlave Gümrük Vergisi; Bakanlar Kurulu Kararı ile eşyanın ithalatında tahsil edilen vergi benzeri ek mali yükümlülüktür.
İGV İthalat Rejimi Kararına EK Kararlar olarak yürürlüğe konulmaktadır.
İGV Kararlarında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerinin uygulanacağı yolunda hükümler yer almaktadır.
Bundan dolayı İGV gümrük vergisi ile hemen hemen özdeş bir vergidir.
İGV ticaret politikası önlemi değildir.
İlave gümrük vergisine tabi eşyalar tarife bazında belirlenmekte ve ithal eşyasının kıymeti üzerinden vergilendirilmektedir.
İlave gümrük vergisine konu eşyalar, ikili ya da çok taraflı serbest ticaret anlaşmalarındaki hükümler çerçevesinde tercihli menşeli olan eşyalar hariç diğer ülkeler menşeli olup belirlenen tarifelerde yer alan eşyaların ithalinde uygulanmaktadır.
Bu kapsamda; Çapraz kümülasyon uygulanan PAMK, PAAMK ve BBMK na taraf ülkeler menşeli olup, anlaşma kapsamında menşeli olan eşyalar ile İkili kümülasyon uygulaması kapsamında STA bulunan ülkeler menşeli eşyaların bu ülkelerden anlaşma kapsamında menşeli olarak ithalinde ilave gümrük vergisi uygulanmamaktadır.
İGV günümüzde çeşitli sektör ve ürün gruplarına uygulandığı görülmektedir.
Mensucat ve konfeksiyon ürünleri, Ayakkabı ve aksamı, Demir ve çelikten dövülmüş çubuklar, El dokuma halısı, Demir veya çelikten el aletleri, Mobilya ve aksamı, Elektrikli aydınlatma cihazları, Elektrikli süpürge ve su ısıtıcıları, Bavul, çanta, valiz vb. eşya, Demir veya çelikten teller ve çubuklar bu konuda sayılabilir.
İGV’nin konusu İGV’ ye tabi olan eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ithalidir.
İGV uygulamasına ilişkin Karar hükümlerine göre; AB ve Türk menşeli eşyalara, AB ‘den A.TR ile gelen ve çapraz kümülasyon sistemine dahil ülkeler menşeli olan eşyaların tercihli menşeinin kanıtlanması halinde, Karar eki Tabloda yer alan 1, 2 ve 3 numaralı sütunlarda kayıtlı olup çapraz ya da ikili kümülasyon uygulanan ülke ve ülke gruplarından anlaşma kapsamında menşeli olarak gelen eşyaların İthalinde ilave gümrük vergisi alınmamaktadır.
Öte yandan; A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde AB ve Türk menşeli eşyaların ithalinde, menşe belgesi ibrazı halinde, Serbest Ticaret Anlaşması yaptığımız ülkelerden anlaşma kapsamında menşeli olarak menşe ispat belgesi ile doğrudan gelen ürünlerin ithalinde, Çapraz kümülasyon sistemlerine dahil ülkeler menşeli ürünlerin AB den A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde gelmesi halinde, bu ürünlerin çapraz kümülasyon sistemi kapsamında menşeli olduğunu tevsik eden belgenin ibrazı halinde, AB ve Türk menşeli olan ürünlerin doğrudan AB ülkelerinden A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde gelmesi halinde İthalat 2017/4 sayılı Tebliğ uyarınca “İhracatçı Beyanı” ibrazı halinde İlave gümrük vergisi alınmamaktadır.
İGV Kararları incelendiğinde İGV’nin belirli oranlar tespit edilerek konulduğu görülmektedir.
Bazı eşya gruplarında ise nispi ile birlikte belli ölçü birimi esas alınarak minimum ve maksimum vergi tutarının belirlendiği görülmektedir.
İGV’nin matrahını eşyanın gümrük kıymeti olarak tespit etmemiz gerekmektedir.
Başka bir değişle gümrük vergisi oranını hangi değer üzerine tatbik ederek gümrük vergisi hesaplıyorsak İGV’yi de aynı değer üzerine tatbik ederek hesaplamamız gerekmektedir.
İlave Gümrük Vergisi gümrük vergisi matrahı üzerinden ithalat rejiminde belirtilen oranlar esas alınarak hesaplanır. Gümrük vergisi matrahı; Mal bedeli (FOB)+Navlun masrafı +Sigorta+ beyanname tesciline kadar olan yurt dışı diğer giderler toplamından oluşur.
İGV’nin gümrük beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
İGV gümrük idarelerine ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunur ve genel bütçeye irat kaydedilir.
İGV hakkında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümler uygulanır.
- Dampinge Karşı Vergi
Bir ürünün adil fiyat değerinin altında ihraç edilmesine damping denir.
Dampinge Karşı Vergi (Anti-damping vergisi) bazı yurtdışı firmalar tarafından ihracatını arttırmak ve bir üründe haksız rekabet oluşturmak üzere ülkemize gerçekleştirdiği ihracatlara yönelik özel olarak uygulanan indirime (dampinge) karşı alınan vergi türüdür.
Anti-damping uygulamalarının asıl amacı yerli üreticiyi ucuz ithal ürüne karşı korumaktır. Damping kavramı göreceli olup, bir karşılaştırma meselesidir. Bu karşılaştırma, bir ürünün ihraç fiyatı ile ihracatçı ülkedeki eşdeğer ürünün “normal değer”i (genellikle yerel piyasa fiyatı) arasında yapılmalıdır. Eğer, ihraç fiyatı normal değerden düşükse, ürünün dampingli olduğu kabul edilir. İkisi arasındaki farka da “damping marjı” denilir.
DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) kurallarınca, bir ülkedeki yerel üreticiler, damping ile karşılaştıkları anda kendi ülkelerindeki dış ticaret ile ilgili kamu kurumlarına anti-damping soruşturması için başvurabilir ve söz konusu ürünler için anti-damping vergisi talep edebilirler. Bu soruşturmada yerli üreticiler öncelikle dampingin varlığını, ikinci olarak da var olan dampingin yerel üreticilere maddi zarar sağladığını belgelemekle yükümlüdürler. Soruşturmayı inceleyen kuruluşlar eğer soruşturmayı olumlu sonuçlanırsa ithal edilen ürüne anti-damping vergisi koyarak, ürünün yerel piyasadaki fiyatının adil seviyeye çıkmasını sağlarlar.
Ülkemizde bunu uygulayan Bakanlık Ticaret Bakanlığı Haksız Rekabeti Değerlendirme Kuruludur.
Dampingli fiyattan zarar gören yerli üreticiler Bakanlığa gerekli belgeler ile başvurur.
Kurul gerekli görür ise soruşturma açılmasına karar verir.
Yeterli delil var ise Geçici Önlem Kararı alınır. Soruşturma sonucuna kadar damping marjını veya zararını ortadan kaldırmaya yönelik yerecek daha az bir oran veya miktarda teminat alınır.
Soruşturma sonucunda yerli üretici haklı bulunur ise dampinge karşı vergi uygulanır.
Bu konuda Resmi Gazete’de Tebliğ yayınlanmaktadır.
Tebliğler 4/6/1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkındaki Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanır ve yayınlanır.
Anti-damping Vergisi direk tahsil edilen bir vergidir.
Eşyanın ithalinde menşe ülkeye göre anti-damping belirlendiği gibi bazen menşe ülke yanı sıra o ülkede ki göndericilere göre de Anti-damping Vergisi Oranı değişiklik göstermektedir.
Satışa Esas Birime göre; Anti-damping eşyanın adetine, kilogramına veya kıymeti üzerinden %olarak uygulanabilir.
Bu vergi yapılan soruşturma sonucunda alınan Karar gereği kıymet veya ağırlık veyahut adet baz alınarak hesaplanır.
Örneğin; 8301.60.00.00.11 GTİP’li Barel için 4,5 USD/Kg Damping vergisi var ise 100 kg eşya için uygulanacak damping vergisi 4,5USDx100= 450 USD olacaktır.
Anti-damping Vergisi aynı ülkede faaliyet gösteren farklı firmalar için farklı olarak belirlenebilir ve hatta aynı ülkede ki bazı firmalar bu uygulamadan muaf tutulabilir. Bu Türkiye’deki üreticilerin şikayetlerinin temellerine göre yapılan hesaplamalar ve araştırmalar sonucunda gerçekleşmektedir.
Ülkemizdeki yerli üreticinin korunması ve ithalatta haksız rekabetin önlenmesi amacıyla DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) çerçevesindeki anti-damping anlaşmasına uygun biçimde çıkarılmış bulunan anti-damping mevzuatı hükümleri uyarınca çeşitli ülkelerden; Çin’den, Uzakdoğu ve Asya ülkelerinden ithal edilen bazı ürünler ile ilgili olarak muhtelif önlemler yürürlüğe konulmuş bulunmaktadır.
Yerli üreticiyi korumak ve ithalatta oluşan haksız rekabeti önlemek amacıyla başvurulan anti-damping uygulaması son yıllarda büyük önem kazanmıştır.
Özellikle Uzakdoğu ve Asya ülkelerinden yapılan ithalatlarda uygulama alanı bulmaktadır.
Bunlara örnek olarak çelik boru bağlantı parçaları, sentetik ve suni devamsız liflerden dokunmuş mensucat, pilli duvar saatleri, sentetik filamentten mensucat, cırt bant, grafitli kurşun kalemler ve kurşun boya kalemleri, plastikten dolma kurşun kalemler plastikten mürekkepli bilyeli kalemler diğer mobilyalar için diğer adi metallerden donanım, tertibat ve benzeri eşya sabit askılıklar, şapka askıları, dirsekler akrilik battaniyeler, matkap uçlu vidalar, polyesterlerden tekstürize iplikler ayakkabı bantları, gemi zincirleri, camdan tencere kapakları, bisiklet ve motosiklet iç ve dış lastikleri, kapı kilitleri, tükenmez, dolma, kurşun kalemler vb. verilebilir.
Dampinge karşı verginin konusu ilgili Tebliğ’de yer alan eşyanın yine Tebliğde belirtilen ülke veya ihracatçılarından ithal edilmesidir. Dampinge karşı vergi verginin konusuna giren eşyanın serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil edilmesiyle doğar.
Dolayısıyla dampinge karşı verginin gümrük beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Gümrük idareleri, Tebliğlerde yer alan GTİP, eşya tanımı ve menşe ülkesi belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında karşısında gösterilen tutarlarda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler.
- Sübvansiyona Karşı Telafi Edici Vergi (TEV)
İki tür Telafi Edici Vergi bulunmaktadır. Birincisi, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında üçüncü ülke menşeli ürünün AB ülkelerine veya menşe ispat belgeleriyle serbest ticaret anlaşması imzalanan ülkeye ihracatı sırasında doğan “Telafi Edici Vergi”dir. Buna İhracatta telafi edici vergi diyoruz.
Diğeri ise, dampinge karşı vergi ve sübvansiyona karşı telafi edici vergidir. Buna da Sübvansiyona karşı telafi edici vergi diyoruz. Her iki vergi de 3577 Sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun’a dayanmaktadır.
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun’da;
Damping; bir malın Türkiye'ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını,
Sübvansiyon; menşe veya ihracatçı ülkenin fayda sağlayan, doğrudan veya dolaylı malî katkısını veya GATT 1994'ün 16’ncı maddesi çerçevesinde herhangi bir gelir veya fiyat desteği olarak ifade edilmektedir.
Burada üreticiye veya ihracatçıya ihracatçı ülke tarafından doğrudan veya dolaylı olarak sağlanan bir mali katkı söz konusudur.
Bu şekildeki bir hareket tarzı Uluslararası ticarette ithalatçı ülke üreticileri aleyhine haksız bir rekabetin oluşmasına yol açmaktadır. Bu sebeple ithalatçı ülke üreticileri aleyhine oluşan bu haksız durumu telafi etmek üzere tam da kelimenin karşılığı olarak Telafi Edici Vergi uygulamaya konulmaktadır.
3577 Sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca, yapılan soruşturma sonucunda Kurul tarafından belirlenen ve Bakanlıkça onaylanan damping marjı ve sübvansiyon miktarı kadar dampinge konu malın ithalinde dampinge karşı vergi, sübvansiyona konu malın ithalinde ise telafi edici vergi alınmaktadır. Bununla birlikte, dampinge veya sübvansiyona konu ithalat nedeni ile meydana gelen zararın telafisinin, tespit edilen damping marjı veya sübvansiyon miktarından daha az bir miktar veya oranda vergi konulmasıyla mümkün olabileceğinin belirlenmesi halinde bu oran veya miktarda vergi uygulanması mümkündür.
TEV sübvansiyon miktarı kadar uygulanmaktadır.
TEV’in konusu mevzuatta açık bir hüküm yoktur. TEV isabet edeceği eşya cinsi GTİP ve hangi ülke veya ülkelere ya da hangi ihracatçılara karşı uygulanacağı belirlenerek Tebliğler ile yürürlüğe konulmaktadır.
Buna göre TEV’in konusu ilgili Tebliğde yer alan eşyanın yine Tebliğde belirtilen ülke veya ihracatçılardan ithal edilmesidir diyebiliriz.
Başka bir değişle TEV’in konusu TEV’e tabi eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasıdır.
TEV’in belirli mal veya mal grupları itibariyle belirlenmiş bir oranı bulunmamaktadır. Bir eşya için belirlenen oran ülkeden ülkeye farklılık gösterebildiği gibi aynı ülkenin muhtelif üreticilerinden yapılan ithalatlarda dahi farklılaşabilmektedir.
TEV kıymet üzerinden alınmaktaysa verginin matrahı eşyanın CİF bedelidir diyebiliriz. Ancak TEV’in matrahı her zaman gümrük vergisi matrahıyla yani gümrük kıymetiyle denklik göstermeyebilir.
TEV’in gümrük beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
3577 Sayılı Kanun’un 9. maddesinde TEV’in gümrük idarelerince ithalde alınan vergilerden ayrı olarak tahsil edileceği veya teminata bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Kanun’un 15. maddesinde gümrük vergisinin tesciline, tahakkukuna, tahsiline geri verilmesine ve teminata bağlanmasına ilişkin hükümlerinin TEV’in tescili, tahakkuku, tahsili, geri verilmesi, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanacağı belirtilmiştir.
- İhracatta Telafi Edici Vergi (TEV)
Türkiye’nin taraf olduğu anlaşma hükümlerine göre Dahilde İşleme Rejimi (DİR) altında elde edilen Türk menşeli eşyanın anlaşmalara taraf ülkelere ithalinde tercihli tarife uygulamasından yararlanılması bunların bünyelerine giren serbest dolaşımda olmayan eşyanın ithalat vergilerinin ödenmesi ve buna ilişkin belgelerin onaylanması koşuluna bağlı olması halinde ithalata ilişkin bir yükümlülük doğar ve telafi edici verginin alınması söz konusudur.
DIR Rejimi uyarınca şartlı muafiyet sistemi kapsamında işlem görmüş ürünlerin A.TR dolaşım belgesi eşliğinde veya menşe ispat belgeleri eşliğinde Avrupa Topluluğuna üye ülkelere ihracatında işlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan üçüncü ülke menşeli girdiye ilişkin verginin aynı ithal eşyası için Toplulukta uygulanan vergiden yüksek olması halinde, tarım ürünleri ile 1/95 Sayılı AT- Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı kapsamı ürünler hariç olmak üzere, toplulukta uygulanan verginin yani, Ortak Gümrük Tarifesinin (OGT) ödenmesi gerekmektedir.
Gümrük yükümlülüğü, söz konusu eşyanın ihracına ilişkin gümrük beyannamesinin gümrük idaresi tarafından tescil edildiği tarihte başlıyor.
TEV’de vergiyi doğuran olay ihracat işlemine konu edilen eşyanın bünyesinde bulunan üçüncü ülkeler menşeli eşyanın ithal edilmesidir.
TEV’in matrahı ile serbest dolaşıma giriş rejiminde tahsil edilen gümrük vergisinin matrah unsurları aynıdır.
TEV’in matrahını bulmak için öncelikle ihraç eşyası içinde ithal edilmiş sayılan serbest dolaşımda olmayan ithal eşyasının miktarının tespit edilmiş olması gerekmektedir. Bu miktar bulunduktan sonra eşyanın DIR kapsamında ithal edildiği beyanname üzerinden bu miktara isabet eden gümrük kıymeti miktarının tespiti gerekir. Bundan sonra ihracat beyannamesinin tescil tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden kıymetin Türk Lirasına çevrilmesi gerekir. Buda bize matrahı verir.
Telafi Edici Vergi CIF (Gümrük vergisi matrahı) kıymet üzerinden hesaplanır.
TEV'in ihracat beyannamesi konusu eşyanın Türkiye gümrük bölgesi dışına çıktığı tarihe kadar ödenmesi zorunludur. Bu tarihten sonra ödenen ithalat vergileri için ayrıca bu tarih itibarıyla tespit edilen gecikme zammı uygulanır.
Dahilde İşleme Rejimi mantığında bir mal gayri milli olarak yurda girer, dolaşır ve gayri milli olarak yurt dışı edilir. Bunun nedeni ise dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen mal gümrük vergileri ödenmeksizin teminata bağlanmak sureti ile kullanılması ve bu ithalatın karşılığında ihracatının yapılacak olmasıdır. Çünkü gümrük vergileri ödenmiş mal millileşmiş maldır.
İhracat sırasında ödenen TEV karşılığında alınan makbuz aslı dahilde işleme izin belgesi taahhüt kapaması sırasında İhracatçılar Birliği’ne tevsik edilmektedir
DIR kapsamında taahhüt hesabının kapatılması için yapılan başvuruda 2006/12 Sayılı Tebliğ ekinde yer alan “Telafi edici vergi tablosu”nun ibraz edilmesi gerekmektedir.
Başvurular artık son Bakanlık düzenlemesi sonrasında Ticaret Bakanlığı’na bağlı Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne yapılacaktır.
- Tek ve Maktu Vergi
07.10.2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2009/15481 sayılı “4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar”ın 45 ila 64’üncü maddeleri uyarınca;
Kararda belirtilen eşyaların kıymeti 1500 Avro’yu geçmemek şartıyla;
Posta veya hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen, kıymeti gönderi başına toplam 22 Avro’yu geçen ürünler ile yolcu beraberi taşınan hediyelik eşyanın toplam kıymeti her bir yolcu için 430 Avro’yu, 15 yaşından küçük yolcular içinse 150 Avro’yu geçmesi halinde; belirtilen limitleri aşan eşyaların değeri üzerinden; AB ülkelerinden doğrudan gelmeleri durumunda %18, diğer ülkelerden gelmeleri durumunda %20 oranında,
Kitap ve benzeri basılı yayın için %8, 06.06.2002 tarihli ve 4760 Sayılı Özel Tüketim Kanununa ekli IV sayılı listede yer alan eşya olması durumunda yukarıdaki oranlara ilave %20 oranında,
Tek ve maktu vergi tahsil edilmektedir.
10. Ek Mali Yükümlülük (EMY)
Ek Mali Yükümlülük; 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre, dış ticaretin ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat veya diğer dış ticaret işlemleri üzerine konulan vergi ve benzeri yükümlülükler dışında konulan eş etkili mali yükler olarak tanımlanmaktadır.
2976 Sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerinde konulan ek mali yükümlülüklerin nevi, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar Kurulu Kararları ile belirlenmektedir.
EMY’nin konulması ile ilgili genel usul ve esaslar İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında 2004/7305 sayılı Kararla belirlenmiştir. Karar hükmüne göre ithalatta koruma önlemi sadece EMY ile sınırlı değildir, bunun yanında gümrük vergisinde artış, miktar/değer kısıtlaması, tarife kontenjanı, uygulanması gibi önlemler konularak da uygulamaya konulabilir.
Bugüne kadar yapılan EMY uygulamasının detayına bakıldığında, İthalatta Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararları ile ülke ayrımı yapılmaksızın uygulandığı görülmüştür.
Son dönemde ise Avrupa Birliği üzerinden ithal edilen bazı ülke menşeli ürünlere karşı bir EMY olarak “Toplu Konut Fonu” ve telafi edici vergi olarak “EMY” tahsil edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararları yayımlandığı görülmektedir. Şimdiye kadar Toplu Konut Fonu, işlenmiş tarım ürünlerindeki tarım payından tahsil edilmekte idi.
Bilindiği üzere Avrupa Birliği tarafından bir ülke ve/veya ülke grubu ile Serbest Ticaret Anlaşması yapılmak istendiği durumlarda, Türkiye olarak AB üyesi olmamamız münasebetiyle ayrıca müzakere etmemiz gerekmektedir. Bu gereklilik eş etkili vergi uygulama zorunluluğunun getirdiği yapısal zorunluluktur.
Eş etkili vergi uygulanmasının mümkün olmadığı bir diğer durum ise Genelleştirilmiş Tercihler Sistemidir (G.T.S.).
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi; Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında ihdas edilen Gümrük Birliği (GB) çerçevesinde, G.T.S. kapsamında En Az Gelişmiş Ülkeler (E.A.G.Ü.) ile Gelişme Yolundaki Ülkelere (G.Y.Ü.) ülkemiz tarafından tanınan tek taraflı gümrük vergisi tavizleridir.
Türkiye ile AB arasında gerçekleşen ticarette üçüncü ülke veya ülke gruplarına uygulanacak vergi oranları “Ortak Gümrük Tarifesi” ile tayin edilmekte, mer’i 474 Sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun’a ek karar olarak yayımlanan İthalat Rejim Kararları ile uygulanmaktadır.
01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren İthalat Rejim Kararına Ek Karar ile birlikte ülkemiz tarafından tek taraflı olarak taviz uygulanan G.T.S. ülkelerinden bazılarına ilave hariç sektör tedbirleri getirilmiş ayrıca Endonezya, Hindistan, Vietnam, Ukrayna G.T.S. kapsamından çıkartılmıştır. Buna bağlı olarak ülkemiz tarafından tek taraflı olarak tavizlerin kaldırılmasıyla birlikte AB tarafından G.T.S. kapsamında taviz uygulanan ülke menşeli eşyaların A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ülkemize girişi esnasında trafik sapmasına bağlı olarak Gümrük Vergilerinin tahsil edilememesi söz konusu olmuştur.
Bu durumu bir örnek üzerinden ele aldığımızda; 8516.50.00.00.00 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonunda sınıflandırılan Mikrodalga Fırın cinsi eşyanın Endonezya’dan Avrupa Birliğine ihracatında AB tarafından G.Y.Ü. sütunda yer alan %1.5 oranında Gümrük Vergisi tahsil edildiği, aynı eşyanın ülkemize ihracatında ise D.Ü. sütununda yer alan %5 oranında vergilendirmeye tabi tutulduğu görülmektedir. Bu durum ülkemiz tarafından taviz uygulanmayan Endonezya menşeli eşyaların AB üzerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde getirildiği durumlarda %3.5 oranında eksik vergi tahsilatına sebep olmaktadır.
Ülkemiz tarafından yukarıda bahsedilen trafik sapmasının dış ticaretimiz üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırmak amacıyla belirli ülke menşeli eşyalara 14.12.2017 tarih 10926 sayılı karar ile Telafi Edici Vergi Niteliğinde Ek Mali Yükümlülük uygulaması getirilmiş, 22.06.2018 tarih 11799 sayılı karar ile kapsam genişletilerek mevcut halini almıştır.
İlgili karar kapsamında Endonezya, Hindistan, Ukrayna, Vietnam, Sri Lanka, Bangladeş, Kamboçya, Etiyopya, Nepal, Bolivya Cape Verde, Moğolistan, Paraguay ve Pakistan menşeli belirli eşyaların AB üzerinden A.TR ile sevki halinde EMY uygulanmakta, trafik sapmasından kaynaklanan vergi noksanlığı ülkemize girişte aranarak dış ticaretimizin üzerindeki olumsuz etkinin telafi edilmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca menşe esaslı olarak uygulanan 11799 sayılı karar kapsamında yer alan eşyaların AB üzerinden A.TR ile sevki halinde beyana konu edilen eşyaların önlem uygulanan menşeli olmadığının beyan ve ispatı 25.05.2018 tarihli uygulama tebliğiyle yürürlüğe koyulmuştur.
Buna göre ek mali yükümlülüğe tabi eşyanın A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamında yapılan ithalatında, söz konusu Kararda belirtilen ülkeler hariç menşeli olduğunu gösteren “İhracatçı Beyanı” ithalatçı tarafından gümrük beyannamesinin ekinde gümrük idaresine ibraz edilmesi halinde ek mali yükümlülük alınmayacaktır.
Gümrük beyannamesi ekinde gümrük idaresine menşe şahadetnamesi veya tedarikçi beyanı veya uzun dönem tedarikçi beyanı ibraz edilmesi halinde “İhracatçı Beyanı” aranmayacaktır.
Bu vesileyle önlem uygulanmayacak ülke menşeli eşyalara ekonomik milliyetini ispat etme zorunluluğu getirilmiştir.
EMY genelde menşe bazlı ve kıymet esaslı olarak uygulanmaktadır.
Örneğin; Bazı ülkeler menşeli eşyaların AB üzerinden A.TR ile ithalinde,
ABD menşeli bazı ürünlerin ithalinde, Meksika menşeli otomobillerin AB üzerinden A.TR ile ithalinde.
Ülke ayırımı gözetilmeksizin spesifik olarak ta uygulanabilmektedir.
Örneğin; 2017/10797 sayılı BKK ile “Diş fırçaları” için dönemsel olarak “....adet/USD” olarak uygulanmaktadır.
EMY’ye tabi olan bir eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ithal edilmesi EMY’nin konusunu oluşturmaktadır.
EMY’yi doğuran olay serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil edilmesidir.
EMY’nin matrahı CIF veya gümrük kıymeti olarak belirlenebilmektedir. CİF bedel bir gümrük kıymetidir, ancak gümrük kıymeti denilen tutar CIF kıymeti de kapsayabilecek daha büyük bir tutara karşılık gelmektedir.
EMK CIF Kıymet veya gümrük kıymeti üzerinden kilogram veya adet üzerinden belirlenen oran ya da adet veya kilogramına belirlenen tutarlarda hesaplanır.
Örneğin; 4202 tarifeli çantalar 2.30 ABD Doları/kg maksimum 3,25 ABD Doları/Adet
Örnek 1; 200 adet çanta 100 kg olduğunu varsayalım.
100 kg için 100x2,30=230 USD Ek Mali Yükümlülük hesaplanır.
230 USD/200 adete bölünerek = 1,15 USD<3,25 USD adet başına çıktığından 230 USD geçerli olur.
Örnek 2; 50 adet çanta 100 kg olduğunu varsayalım.
100 kg için 100x2.30= 230 USD EKM hesaplanır.
230 USD/50 adete bölünerek= 4,60 USD>3,25 USD adet başına çıktığından 230 USD geçerli olmaz.
Bu durumda 50 adetx3,25USD= 162,50 USD EKM geçerli olur.
EMY oransal olarak belirlenebileceği gibi tutar olarak yani maktu bir şekilde de belirlenebilmektedir.
Gümrük Kanunu’nda yer alan ithalat vergileri EKM de kapsayacak şekilde tanımlanmış olduğundan EMY’nin de gümrük beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla uygulanan ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanır.
İthalat Rejimi Kararı ve diğer Kararlar ile konulan eş etkili mali yüklerle ilgili mali yükümlülükleri yerine getirmeden ithalat/ihracat yapanlar için 2976 sayılı Kanun’nun 4. maddesi ile noksan mali yükümlülüğün iki katı ceza öngörülmektedir.
Ancak 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3/9. fıkrası hükmüne göre İthalat vergileri eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri olarak tanımlandığından Gümrük Kanunu’nun 234/1-a) fıkrasındaki gümrük vergisi tabiri 6455 sayılı Kanunla ithalat vergisi şeklinde değiştirildiğinden noksan EMY için idari ceza uygulanmasında bu 234. madde hükmünün dikkate alınması gerekmektedir.
11. Toplu Konut Fonu (TKF)
Toplu Konut Fonu bütçe dışı gelir ve harcama yapılabilmesi amacıyla diğer fonların yanında ihdas edilmiştir. Fon ilk defa 17.03.1984 tarihinde 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ile yürürlüğe konulmuştur. Toplu konut işlerinin bütçe dışı finansmanı amaçlanmış olup ve bu amaçla Merkez Bankası nezdinde fon oluşturulmuştur.
Ancak 4684 Sayılı Kanun’la yürürlükte bulunan fonlar kaldırılmıştır.
Kanun’un geçici 3. maddesi uyarınca da yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar fonun hazine hesaplarına intikalinin sağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Tahsil edilen gelirler fona değil, genel bütçeye aktarılmaktadır.
İthalatta toplu konut fonu tahsilatına gelindiğinde ise, hangi ürünler üzerinden TKF alındığına görmek için İthalat Rejimi Kararının ekinde yer alan listeler ve eklere bakmak gerekir.
İthalat işlemleri 474 sayılı “Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun”da belirtilen gümrük tarife istatistik pozisyonları (G.T.İ.P.) ile karşılarında belirtilen madde isimleri çerçevesinde yürütülmektedir.
Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı tarafından G.T.İ.P.ları bazında yapılan sınıflandırmalar çerçevesinde, uluslar arası yükümlülüklerimiz dikkate alınarak, ithale konu olan tüm ürünlerin gümrük vergileri ile diğer ek mali yükümlülükler İthalat Rejimi Kararı’nın ekinde yer alan 6 liste kapsamında tespit edilmiştir.
Halen 2019 yılı İthalat Rejiminde 517 Sayılı Ek Karar ile 20/12/1995 tarihli ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararının ekinde yer alan listeler ve ekler, değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmış; aynı Karara I, II, III, IV, V ve VI sayılı listeler ilave edilmiştir.
Bu listelerden;
(III) Sayılı listede, işlenmiş tarım ürünlerinden tahsili öngörülen gümrük vergisi oranları ile tarım payına tekabül eden Toplu Konut Fonu (TKF) miktarları yer almaktadır.
(IV) Sayılı listede balıkçılık ve diğer su ürünlerinin gümrük vergisi oranları ile Toplu Konut Fonu (TKF) miktarları yer almaktadır.
Buna göre Toplu Konut Fonu III Sayılı Listede yer alan balık ve diğer su ürünleri ithalatında ve IV Sayılı Listede yer alan işlenmiş tarım ürünlerinin ithal edilmesi halinde tarım payı şeklinde tahsil edilmektedir.
III Sayılı Liste kapsamı işlenmiş tarım ürünlerinde tarım payı hesaplaması için Bileşim Tablosu (MEURSİNG) kullanılmaktadır.
517 Sayılı Ek Kararın 2 Numaralı Ekinde kod numaralarını gösterir Bileşim Tablosu bulunmaktadır. 3 Numaralı Ekinde ise kod numaralarının karşılık geldiği T1 ve T2 Tarım Paylarını gösterir Liste yer almaktadır.
T2 Avrupa Birliği ve EFTA Ülkeleri için T1 ise Diğer Ülkeler içindir.
Konut fonu hesaplaması için öncelikle ürünün tahlili gerekir.
Ürünün içinde bulunan süt yağı, süt proteini, nişaşta/glikoz, sakkaroz, şeker gibi içeriklerin ağırlık olarak değerlerine Bileşim Tablosunda bakılarak kod numarası bulunur.
Bulunan kod numarası 3 Numaralı Ekte yer alan Listede bulunarak AB ve Diğer ülkeler sütunlarında eşyanın her 100 kilogramlık kısmına isabet edecek toplu konut miktarı EURO şeklinde belirlenir.
Beyanname konusu eşyanın toplam kilosu 10.000 kg olsun. Bulduğumuz kod ise 7200 koduna karşılık gelen bir eşya olsun. Toplu konut fonu eşyanın her 100 kg başına tahsil edileceğinden 10.000x1/100=100
Eşya T1 ülkesinden gelir ise 100x53,08= 5308 EURO çıkar.
Miktarı EURO’nun TL karşılığı ile çarpar isek (6.00 TL) toplu konut fonu olarak 31.848.00 TL tahsil edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan; Bileşim Tablosu Rejim Kararının III Sayılı listesinde vergi oranı yerine sadece T1 ve T2 olarak gösterilen ürünlerde kullanılır.
III Sayılı Listede doğrudan oran yazmışsa bu oran alınır, Bileşim Tablosuna gitmeye gerek yoktur.
Diğer taraftan; IV Sayılı Listede yer alan balıkçılık ürünlerinin tabi olduğu toplu konut fonu oransal olarak belirlenmiştir. Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesinin tescil edilmesiyle birlikte fonun tahsil işlemi yapılır.
95/7606 Sayılı İthalat Rejimi Kararının 10. maddesi Toplu Konut fonu hükümlerini içermektedir.
10. maddede; aynen,
“Toplu Konut Fonu ödenerek ithal edilecek maddeler gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte geçerli miktar ve oranlar kadar fona tabidir.
Ancak; Gümrük Kanunu'nun 167. maddesi çerçevesinde gümrük vergilerinden muaf olarak gerçekleştirilecek ithalat fona tabi değildir.
Fon tutarları gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte gümrük idarelerince tahsil edilir. Bu fonların, ilgililerce süresi içinde yatırılmaması durumunda, 6183 Sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Bu Karar eki listelerde yer alan maddelerin karşılarında nisbi (%olarak) Toplu Konut Fonu bulunduğu takdirde, fon, ithal edilen malın ABD Doları cinsinden değerinin karşılığı Türk Lirası veya Yeni Türk Lirası üzerinden, maktu (EURO/100 Kg/net) bulunduğu takdirde de, EURO cinsinden hesaplanacak fon miktarının karşılığı Türk Lirası veya Yeni Türk Lirası üzerinden tahsil edilir.
Fon ödenerek ithal edilecek maddelerin belirlenmesi ile fon tutarlarının yeniden düzenlenmesi, Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır.
Yurda geçici olarak getirilen ve gümrük vergileri teminata bağlanan maddeler ile Gümrük Vergisi muafiyeti olan maddelerin gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte fona tabi olanlarının Fon tutarları teminata bağlanır. Teminata bağlanan bu maddelerin yurt dışına çıkarılmaları durumunda teminatları ilgililerine iade olunur. Kesin ithallerinde ise, önceden teminata bağlanan fon tutarları tahsil edilir. Ayrıca, süresi içerisinde yurt dışı edilmeyen maddelere ait teminata bağlanan fonlar, Toplu Konut Fonuna gelir kaydolunur.” hükümleri yer almaktadır.
Toplu konut fonunun konusu eşyanın ithalidir.
İthalatta TKF yükümlülüğü fona tabi olan eşyanın serbest dolaşıma girişi için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlamaktadır.
12. Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF)
Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ilk defa 15.12.1984 tarihli 18606 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 84/8860 Sayılı BKK ile ihdas edilmiştir.
Halen uygulanan KKDF’nin dayanağını 4684 Sayılı Kanun’un Geçici 3/a maddesinde yer alan hüküm oluşturmaktadır. Madde hükmünde Kaynak kullanımı destekleme fonu kesintilerinin bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunacağına ve doğrudan genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Hazine hesaplarına intikal ettirileceğine, kesinti oranlarını sıfır'a kadar indirmeye veya onbeş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğuna, kesintilerin tahakkuk ve tahsilinin Maliye Bakanlığı'nca vergi gelirlerine ilişkin yetkiler kapsamında takip edileceğine ve kesintilerin tahsilinde 6183 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı yer almaktadır.
KKDF uygulamalarına kaynaklık eden 12.05.1988 tarih ve 88/12944 Sayılı Kararnameye ilişkin olarak 26.08.1989 tarihli 20264 Sayılı Resmi Gazete'de Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu hakkında 6 sıra no'lu tebliğ yayınlanmıştır.
12.05.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının “Fonun Kaynakları” başlıklı 3. maddesinin (d) bendine ve 6 Sıra No'lu Tebliğin “Fona Yapılacak Kesintiler” başlıklı 2. maddesinin (d) bendine göre; Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta %6 oranında fon kesintisi uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre ithalatta %6 oranında fon kesintisine tabi olmayan ödeme şekilleri ise; Peşin, Akredifli ve Vesaik Mukabili ödeme şekilleridir.
Halen KKDF kesintisi uygulaması 6 Sıra Nolu Tebliğde yer alan açıklamalara göre yürütülmektedir.
Merkez Bankasınca ihdas edildiği zamanlardan günümüze değin temelde Kredili işlemlerden alınan bir fon olan ve para politikası aracı olarak kullanılmış olan KKDF zaman içinde Kanunlarda yapılan değişiklik ile mali yük olarak sayılmış ve sonrasında “Gümrük Vergileri ” içinde kabul edilmiştir.
KKDF kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya on beş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olduğu için bu yetki kapsamında 10.04.2015 tarihli ve 29322 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan KKDF Kesintileri Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca Karar eki Listede yer alan malların kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre ithalatında KKDF kesintisi oranı %0 (Sıfır) olarak tespit edilmiştir.
KKDF kesinti oranı 0 (Sıfır) olarak belirlenen ürünlerin 51 adet Fasıl kapsamı ürünler olduğu anlaşılmaktadır. Bu Kararın 3. maddesinde Karar hükümlerini Maliye Bakanlığı'nın yürüteceği belirtilmektedir. 29.07.2017 tarihli ve 30138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan KKDF Kesintileri Hakkındaki 2017/10640 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kıymetli taşların Borsa İstanbul A.Ş. de işlem görmek üzere vadeli ithalatında KKDF kesinti oranı 0 (sıfır) olarak tespit edilmiştir.
Petrol (petrol mahsulleri dahil), gübre, gübre hammaddesi, buğday ve arpanın DİR kapsamında yurt içinde işlenmesi sonucu elde edilen ikincil işlem görmüş ürünlerinin ithalatının finansmanı amacıyla kullandırılacak krediler ve ithalat işlemlerinden Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu tahsil edilmez. Bağlı muamele veya takas işlemleri ile İstanbul Altın Borsasında işlem görmek üzere işlenmemiş kıymetli madenlerin (istisnaları bulunmaktadır) ithalinde de, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu tahsil edilmemektedir.
16.10.2014 tarihli 29147 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2014/6852 Sayılı “Vadeli İthalatta Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintilerinin Takip ve Tahsili Hakkında Karar”ın 1. maddesi ile Vadeli ithalatta fon kesintilerinin takip ve tahsilinin münhasıran gümrük idarelerince yapılması hüküm altına alınmıştır.
Vadeli ithalatta KKDF fon kesintilerinin takip ve tahsilinin münhasıran gümrük idarelerince yapılması söz konusudur. Ancak ödeme şeklinin peşin ithalat sayılması ya da peşin sayılmayarak vadeli ithalat sayılması gibi ödeme şekline ilişkin ve dolayısıyla KKDF fon kesintisine tabi olup olmaması yönünden nihai kararların verilmesinde yetkili merci Maliye Bakanlığı olmaktadır.
KKDF’nin beyanı, tarhı ve ödenmesi 2014/6852 Sayılı Kararla birlikte gümrük beyannamesinin tesciline bağlanmıştır.
Bu nedenle KKDF’yi doğuran olay serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescilidir.
KKDF’in matrahı ise mal bedelidir.
Faturanın FOB olarak düzenlenmesi halinde bu tutar, CİF veya başka bir ödeme şeklinde beyan edilmesinde ise faturada gösterilen tutar KKDF’nin matrahını oluşturur.
Görüleceği üzere KKDF tutarı gümrük vergisi matrahı üzerinden değil fatura tutarı (Mal Bedeli) üzerinden hesaplanmıştır.
Gümrük vergisi matrahı; Mal bedeli (FOB)+Navlun masrafı +Sigorta +beyanname tesciline kadar olan yurt dışı diğer giderler toplamından oluşur.
Ancak ithalatta tahsil edilen diğer vergi ve fonlardan farklı olarak KKDF’nin gümrük beyannamesinin tescil tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilmesi gerekmektedir.
Son olarak ithalat bedelinin yurt dışına transfer edildiği tevsik eden transfer bildirim formalarına ait bilgiler Bankalarca elektronik olarak Ticaret Bakanlığı sistemine aktarılmakta, ithalat beyannamesiyle elektronik ortamda ilişkilendirilmektedir.
Vadeli İthalatta KKDF Bakanlık BİLGE Sisteminde elektronik olarak hesaplanmaktadır.
13. Çevre Katkı Payı (ÇKP)
Çevre Katkı Payı ; 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 18. maddesinin (a) bendi gereği ''İthaline izin verilen kontrole tâbi yakıt ve atıkların CIF bedelinin yüzde biri (%1) ile hurdaların CIF bedelinin binde beşi (%0,5) oranında alınacak miktar'' çevre katkı payı olarak Gümrük İdarelerince tahsil edilmektedir. Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Atıkların İthalat Denetimi Tebliğleri ile atıklar, Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Metal Hurdaların İthalat Denetimi Tebliğleri ile de hurdalar listelenmiştir.
Aynı zamanda Gümrükler Genel Müdürlüğünce yayımlanan 2011/44 Sayılı Genelgenin 2. maddesinin (a) bendinde de ''İthali kontrole tabi katı yakıt, atık veya hurda niteliğindeki ikincil işlem görmüş ürünlerin serbest dolaşıma girişinde Çevre Katkı Payının tahsil edilmesi gerekmektedir.
İthalatına izin verilen kontrole tabi yakıt ve atıklar ile hurdaların neler olduğunu belirlemek için ürün güvenliği ve denetimi tebliğlerine bakılması gerekmektedir.
Buna göre 2019 yılı İthalat Rejimi Ekinde yer alan; Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Katı Yakıtların İthalat Denetim Tebliği – Ürün Güvenliği ve Denetimi 2019/7 Sayılı Tebliği, Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Metal Hurdaların İthalat Denetim Tebliği – Ürün Güvenliği ve Denetimi 2019/23 Sayılı Tebliğ, Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Atıkların İthalat Denetim Tebliği- Ürün Güvenliği ve Denetimi 2019/3 Sayılı Tebliğ kapsamında yer alan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının iznine tabi eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmak üzere ithalatı ÇKP’nın konusunu oluşturmaktadır.
İthalatta ÇKP yükümlülüğü ÇKP’ye tabi olan eşyanın serbest dolaşıma girişi için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar. Dolayısıyla ÇKP’nın da gümrük beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Beyannamenin gümrük idaresine verilmesiyle birlikte tarhiyat süreci de başlamış olmaktadır.
Çevre Katkı Payı CIF (gümrük vergisi matrahı) üzerinden hesaplanır. Örneğin; 2701.11.00.00.00 GTİP una dahil antrasit cinsi eşyada ÇKP CIF bedelinin %1 olduğunu düşünelim.
Bizim ürünümüzde CIF kıymet (gümrük vergisi matrahı) 10.000 USD olsun.
Kur; 1 USD= 6.00 TL.
10,000USDx6,00= 60,000 TL matrah
60.000 TL x%1= 600 TL çevre katkı hapı hesaplanır.
Uygulamada Gümrük Veri Ambarı Sistemi (GÜVAS) üzerinde Bakanlıkça analiz çalışmaları yapılmaktadır.
CIF bedelin yüzde biri (%1) tahsil edilmesi gerekir iken CIF bedelin binde beşi (%0,5) oranının uygulandığı görülmektedir.
Ayrıca dahilde işleme rejiminin uygulanmasında İthali kontrole tabi katı yakıt, atık veya hurda niteliğindeki ikincil işlem görmüş ürünlerin serbest dolaşıma girişinde Çevre Katkı Payının tahsil edilmesinde oranın yanlış uygulanması söz konusu olabilmektedir.
14. Tütün Fonu(TF)
Tütün fonu, yerli tütünün desteklenmesi amacıyla 3 Haziran 1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunla ihdas edilmiştir.
Fon, Virginia ve Burley vasıflı şark tipi tütün ekiminin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, tütün ekicilerinin desteklenmesi ve eğitilmesi, tütün borsasının kurulması, tütün üretici kooperatiflerinin finansmanı, sektörce kurulacak hangar ve kurutma tesisi gibi yatırımların desteklenmesi, yurt dışından Türk tütününden sigara imal eden fabrikaların kurulması, Tekelin modernizasyonu ve özelleştirilmesi, Türkiye’de üretilen sigara ve diğer tütün mamulleri ihracatının desteklenmesi ve gerektiğinde ihracatın teşviki için Eximbank’a kredi verilmesi hususlarında destek ve teşvikte bulunmak amacıyla kurulmuştur.
Tütün fonunun oluşturulması ile bir yandan ithal tütün ve tütün mamulleri üzerine ilave bir yük getirerek yerli tütüne koruma sağlama, diğer yandan elde edilen gelirle hem tütün yetiştiricisinin hem de tütün sektörünün geliştirilmesine hizmet etme gibi iki yönlü fonksiyon icra etme amacı güdülmüştür.
3291 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 30.07.1988 tarihli ve 88/13208 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca; yabancı tütün ile yurt içinde harmanlanmış ve imal edilmiş (blended) sigaraların bünyesine giren yabancı tütünün ithali sırasında ton başına 3000 ABD Doları; üretilmiş halde ithal edilen sigaraların ithalatında bünyesinde bulunan yabancı tütüne istinaden, 20 sigaralık paket başına 0,40 ABD Dolarına varan tütün fonu alınması söz konusu uygulamasına başlanmıştır.
IMF ve Dünya Bankasının baskıları ile çıkarılan 21.02.2001 tarihli ve 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesinin (A) fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 3291 sayılı Kanun ile getirilen tütün fonu kaldırılmıştır. Ancak, mülga 3291 sayılı Kanun uyarınca Tütün Fonu adı altında alınan tutarların, aynı usulle tahsiline ve doğrudan bütçeye gelir yazılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. Düzenleme ile tütün fonunun tahsiline devam edilmiş, ancak bu fonun tütün sektörü ve üreticisine yönelik kullanımına son verilmiştir.
Tütün fonunun devamı uluslararası sigara üreticilerinin Türk sigara pazarına hâkim olmasının önünde bir engel olarak görülmüştür. Bu engeli aşmak için, AB üyelik müzakere süreci tütün fonunun kaldırılması için araç olarak kullanılmış; tütün fonu ayrımcı vergi uygulaması olarak nitelenerek kaldırılması yönünde Türkiye’ye baskı yapılmaya başlanmıştır.
AB üyelik süreci kapsamında vergilendirme faslının müzakereye açılabilmesi için AB alkollü içecekler ile ithal tütün ve sigaralara ilişkin ayrımcı vergilemenin önemli düzeyde azaltılmasına yönelik adımların atılmasını talep etmiştir. Maliye Bakanlığınca bu talebi karşılamak üzere hazırlanan plan, 18 Mayıs 2009 tarihinde Komisyona sunulmuş ve Komisyonca söz konusu plan tatmin edici bulunarak kabul edilmiştir. Gerek alkollü içecekler, gerekse tütün ürünlerinde yerli ürünleri koruyacak mekanizmalar bu plan kapsamında kademeli olarak kaldırılma sürecine girmiştir.
Tütün ve tütün ürünlerine ilişkin süreç, esas itibariyle, “Tütün Fonu”nun kademeli olarak kaldırılması şeklinde işlemiştir. Bu kapsamda, ithal tütün ve tütün ürünleri için uygulanan tütün fonu AB’ye sunulan plan çerçevesinde 2010 yılından itibaren tedrici olarak düşürülmüştür.
Öncelikle sigara ve diğer tütün ürünlerinde tütün fonu sıfırlanmış, işlenmemiş tütünde ise ton başına 2010 yılı için 3.000 $ tütün fonu öngörülmüştür. 2011 yılında ton başına 3.000$ olan tütün fonu 2.250 $’a indirilmiştir. 2016 yılı için bu rakam 600$, 2017 yılı için 300$, 2018 yılı için ise 150$ olmuştur.
Son olarak, 30.12.2018 tarih ve 536 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tütün fonu sıfıra indirilmiştir.
Plana bağlı olarak tedricen kaldırılma sürecine giren tütün fonu 2019 yılı başından itibaren tamamen kalkmıştır.
15. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Bandol Ücreti
TRT Bandrol Ücreti 3093 Sayılı Kanun’la ihdas edilen ve radyo ve televizyon yayınlarını alabilen muhtelif cihazlara bandrol tatbik edilmesi karşılığında tahsil edilen bir devlet geliridir.
Yolcu beraberi gelen radyo televizyon yayınlarını alabilen eşya her yıl Cumhurbaşkanlığı Kararı ile belirlenen maktu bandrol ücretine tabidir.
3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’nun 6552 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde bandrol ücretlerinin, gümrük idarelerince ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunacağı, (g) bendinde de Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünce isteyen imalatçı ya da ithalatçı firmalara bandrollerin teminat mektubu karşılığı verileceği belirtilmektedir.
3093 Sayılı Kanun’un 3. maddesine göre Kanun’un 1. maddesinde belirtilen cihazları ithal edenler serbest dolaşıma girişinde bandrol veya etiket almaya mecburdur.
Cihazlar ise radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlar ile cep telefonları, bilgisayarlar ve sair cihazlar şeklindedir.
Buna göre TRT bandrol ücreti bandrola tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi halinde tahsil edilmektedir.
Bandrol ücretinin konusu bandrola tabi olan cihazların serbest dolaşıma giriş rejimi kullanılarak ithal edilmesidir.
Bandrol ücretini doğuran olay ithalatta serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil edilmesidir.
3093 sayılı Kanun’da ithal eşyası için bandrol matrahı, gümrük beyannamesindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV ) hariç, Katma Değer Vergisi (KDV) matrahı olarak ifade olunmaktadır.
Söz konusu bandrol bedellerinin, ÖTV ve KDV matrahına dahil edilmesinde şu usul izlenmektedir:
Bandrole tabi eşyanın beyan edildiği serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil anındaki, bandrol bedelinin dahil olmadığı, ÖTV hariç KDV matrahı üzerinden bandrol ücreti hesaplanacak, bulunan bandrol ücreti önce ÖTV matrahına dahil edilecek sonra ÖTV tutarı ile birlikte KDV matrahına eklenecektir. Başka bir deyişle KDV matrahına ÖTV koymadan bandrol ücreti alınmaktadır.
Konuya ilişkin örnek hesaplama aşağıda yer almaktadır.
Örnek; Gümrük kıymeti 100TL olan bandrole tabi bir eşya için ÖTV oranı %10, bandrol ücreti oranı %10, KDV oranı %8 olması halinde, eşya için bir serbest dolaşıma giriş beyannamesi tescil edildiğinde bandrol ücreti için matrah, ÖTV hariç KDV matrahıdır. Fiilen, ÖTV hariç KDV matrahı ÖTV matrahı olacaktır. Eşya için ÖTV matrahına dahil edilecek yurtiçi bir harcama yapılmadığı ve gümrük vergisinin 0 olduğu varsayıldığında ÖTV matrahı 100TL, bandrol ücreti ise 100x%10=10 TL olacaktır. 10 TL’lik bandrol ücreti gümrük idaresince ÖTV matrahına ilave edilecek ve matrah 110 TL’ye ulaşacaktır. Tahsil edilecek ÖTV ise 110x%10=11 TL, buna göre de KDV matrahı 110+11=121 TL’dir. Tahsil edilecek KDV de 121x%8=9,6 TL olacaktır. Bulunan değerler aşağıda tablo halinde gösterilmiştir.
Gümrük kıymeti | 100 TL |
Bandrol ücreti için ÖTV hariç KDV matrahı | 100 TL |
Bandrol ücreti (100x%10) | 10 TL |
Serbest dolaşıma giriş beyannamesindeki ÖTV matrahı (100+10) | 110 TL |
Tahsil edilecek ÖTV (110x%10) | 11 TL |
KDV matrahı (110+11) | 121 TL |
Tahsil edilecek KDV (121x%8) | 9,6 TL |
Öte yandan; Bandrol Ücretinin oranları TRT Gelirleri Kanununda yer almaktadır. Kanuni bandrol ücreti oranları 4. maddede cihazın bulunduğu hal ve türüne göre %0,01 ila %12 (en son %16 oranı da alınmıştır.) arasında belirlenmiştir.
16. Sonuç
Halen yürürlükte bulunan gümrük ve dış ticaret mevzuatımız çok sık değişmektedir. Bu denli geniş bir mevzuatı gümrük idareleri doğru ve güncel olarak uygulamakla görevlidir. İthalat işlemleri nedeniyle başta gümrük vergisi olmak üzere diğer adlar altında kamu alacaklarını tahsil etme durumundadırlar. Tahsil edilen kamu alacaklarının neler olduğunu topluca bir Makalede anlatma ihtiyacı ve gereği duyulmuştur. Gümrük ve dış ticaret mevzuatımızda yer alan vergilerin bir kısmı ithalat işlemlerinden alınırken diğer bir kısmı hem ithalat hem de dahilde yapılan ticari işlemler üzerinden alınmaktadır. İthalat vergileri tanımı içine gümrük vergisi, diğer eş etkili vergiler ve mali yükler girmektedir.
Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nde Uzlaşmaya konu olabilecek alacaklar olarak Gümrük Vergileri tek tek sayılmıştır. İncelendiğinde bu vergilerin Gümrük Kanunu’ndaki İthalat vergileri tanımına giren gümrük vergileri, eş etkili vergiler ve mali yükler olduğu görülmektedir. Halen gümrük işlemlerinde tahsile konu olan Gümrük Vergileri statüsünde bulunan 14 adet vergi ve mali yükümlülük bulunduğu görülmektedir. Bunlardan bir kısmını Gümrük İdareleri doğrudan tahsil eder iken bir kısmında ise ithalat aşamasında tarh edilen miktarın ilgili Kuruma yatırıldığına ilişkin dekontun varlığını aramaktadır.
Damga Vergisi her ne kadar vergi hesaplamasında matraha girmiş olsa da gümrük vergisi olarak sayılmamaktadır.
Gümrük Vergileri Listesinde yer alan 8 adet vergi ismen vergi adını alır iken, 4 adedi fon adı ile çağrılmakta, bir tanesi Bandrol Ücreti ve diğer birisi ise Ek Mali Yükümlülük adını taşımaktadır. Bu durumda “Gümrük Vergileri”, “İthalat Vergileri” ya da “İthalatta Vergi ve mali Yükümlülükler” tanımına toplam 14 adet olmak üzere gümrük vergisi, gümrük vergisine benzer etkiler yaratan eş etkili vergiler ve mali yükler girmektedir. Her birinin konusu, vergiyi doğuran olayı, oranı, tutarı, matrahı benzerlik ya da farklılık gösterebilmektedir.
Bütçe Gelirleri içinde %20’lere varan bir orana tekabül eden bu vergi ve mali yükümlülükler giderek fonksiyonlarını ve önemlerini daha da artırmaktadırlar.
Özellikle İlave Gümrük Vergisi, Ek Mali Yükümlülük ile Telafi Edici nitelikteki vergilerin son yıllarda daha fazla ve etkin bir şekilde kullanılmakta olduğu müşahede edilmektedir. Bu uygulamalardan bazılarının Avrupa Birliğine tam üyelik sürecimiz sağlanmadığı müddetçe de devam edeceği düşünülmektedir.
Avrupa Birliğinin Serbest Ticaret Anlaşması yaptığı ancak bizim yapmadığımız Ülkeler ile yapılacak Serbest Ticaret Anlaşmaları sonucunda ise bazılarının etkinliğini kaybedeceği öngörülmektedir. Öte yandan; Gümrük Vergileri statüsünde sayılan ve İthalat işlemlerinde başta gümrük vergisi olmak üzere, eş etkili vergi ve mali yük adlarındaki kamu alacaklarının topluca incelenmesi sonucunda;Gümrük ve Dış Ticaret işlemlerinde ilgili Bakanlık ve Kuruluşların Kanunlarını ve bu yönde aldıkları kararları uygulayan Gümrük İdarelerimizin, doğrudan ya da diğer Bakanlık ve Kuruluşlar nam ve hesabına yapmış oldukları işlemlerin Ülkemizin Dış Ticaretinde ne denli önem arz ettiği anlaşılmaktadır.
Kaynakça
- 4458 Sayılı Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği ve Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği,
- 2009/15481 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,
- Mustafa Gümüş; İthalatta Vergi ve Mali Yükümlülükler,
- 3065 Sayılı KDV Kanunu,
- 4670 Sayılı ÖTV Kanunu,
- İthalat Rejimi Kararına Ek 517 Sayılı Karar,
- 2019 Yılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliğleri,
- 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu,
- 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu,
- 2872 Sayılı Çevre Kanunu,
- 3577 Sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun,
- 2976 Sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun,
- www.hmb.gov.tr, www.tcmb.gov.tr, www.ticaret.gov.tr
Bu makale, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi'nin 184. sayısında yayınlanmıştır